Bana olabilecek bir şey söyle demişti.Bugün burada oturabiliriz demiştim.Suratı asılmıştı.Duymaktan hoşlanmadığı bir şey söylediğim için kendime kızıyordum.O anladı.Benim kendime kızdığımı,ayaklarımı ritm tutarmış gibi yere vurmamdan anlamıştı.Kafasını kaldırmadan ağzını açtı,ağzını açmadı açar gibi oldu,çenesini sağa sola oynattı,bildiğimiz geveledi işte.Baktı olmuyor,kaldırdı kafasını,gözlerimin içine dik dik baktı,Servet dedi arkasından susarak..Kıpırtı istiyorum.Doya doya kıpraşabileceğim,sonra kendimi boşluğa salıverebileceğim kocaman alanlarım olsun istiyorum.Kendime kalabileceğim,sana gelebileceğim.Kıpırtı..Alışmaktan çok öte,öylece kalmaktan başka.-öylece-diye süregelen her şeyden apayrı.-Ben,o konuşurken omuzlarının öne arkaya hareket etmesine kilitlenip kalmıştım.-Bu akşam burada oturabilecek oluşumuz..Ya bu..Bu bir kıpırtı,dalgalanma oluşturmuyor mu?Öyle mi diyorsun.dedim.Bu lafıma şaşırdım.Ona hep öyle diyordum çünkü.Onla alakası olmayan bir şey anlatınca bile,öyle mi diyorsun diye bitiriyordum sözü.Beni hep irkiltiyordu bu durum ama ona hiç değmiyordu.Belki farkında bile değildi.Öyle demiyorum diye cevap verdi sesini incelterek.Kıpırtı.Bir de sen.Fazlasıyla örtüşüyorsunuz.Ama mesefaler var bir de.Hiç bir zaman genişleyemeyen alanlar.Küçücük titreşimlerin bile hayatımda yaptığı değişiklikler.Düşünüşüm..Onu kontrol edemeyecek durumlara düşmem.Ve o kıpırtıların etkisiyle,kendimi bilemeyeceğim dalgalarla savrulmam.Burada böyle oturabiliriz Servet.Buraya hiç de yakın olmayan bir avluda,gecenin ışığı ve şarabın mayhoşluğu altında birbirimiz için gittikçe güzelleşmemize şahit de olabiliriz.Bunlar olabilir Servet.Ama ben,kendimi görememe-bilememe tehlikesi ile devam edemem.Hep aradığımı söylediğim şeyin,kıpırtının,tam da kendisi olduğun için Servet,ben sana yakın herhangi bir yerde duramam dedi.O gittikten sonra bir süre -öylece-dondum.Ne hissedeceğimi bilemez garip bir haldeydim.Ben,bizzat kendime;davranışlarına şaşırdığım,anlamlarını saçma bulduğum,tepkilerinde bir samimiyet bulamadığım bir yabancı gibiydim.Esasen anlıyordum da-kıpırtıların etkisiyle kendini bilemeyecek dalgalarla savrulma-nın ne demek olduğunu şimdi.Sonrasını biliyorsun.Onun hep çıplak duran pencerelerinden seni dışarı bakarken gördüm.Uzun süreden beri ilk defa gerçekten kahramanı olduğum bir duyguyu yaşıyormuş gibi hissettim.Garipsedim.Aylardır boş olan odanın penceresinde yüzü pek seçilmeyen,saçları dışarı uçuşan biri.Yeni biri,o odanın penceresinde zaman öldürüyordu.Belki içi içine sığmıyordu coşkudan,belki lanet edip sittiri çekiyordu bu yeni mahalleye.O yeni şey..Artık Servet'ten hiçbir şey taşımıyordu,Emel'in kokusu yoktu.Bu yüzden Nisan,sen,beni hep öldürdün hem yeşerttin.Hem de sen oluşunla hiçbir alakası olmadan.Bu yüzden seçtim seni.Sen hiçbir şeyi henüz haketmiyorken.
alev
2 Aralık 2008 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder