Evet, önceden de bahsettiğim gibi kendime yaratabileceğim hayat çok uzakta derken sanırım kastetmeye çalıştığım şey bu hayatın ancak oyunların içinde varolabileceğiydi, ama bunu anlatabilmeye çalışırken neden bu mefhumu uzak sıfatıyla nitelendirdiğimi idrak edemedim, ardından gecenin bu vaktinde bu hususta düşünebilmek için yatağımdan kalktım bir ileri yürüdüm ardından odamın kapısından dönüp bir daha bir ileri yürüdüm ve bu hareketi defalarca tekrarladım, ve en sonunda da bunu sorusorma-cevapverememe düzlemindeki minik bir hata payı olarak (personal error) geçiştirmek ve belirtmek istiyorum ki her kim ki boğuntusunda ve pencere kenarında bir rulo tuvalet kağıdını tüketirken özel Hindistan kakaosundan yapılmış keki yemez ve kendinden geçerse, her kim ki ismini koyduğu ya da ismini koymadığı tüm karakterlerini bir bir yazmaya ve karakterlerinden bir bir oynamaya başlarsa ve saniyeler içinde bunları kakaolu kek gibi bitirirse, tüketirse, her kim ki önceden de söylediğim gibi belli başlı bazı köşe başlarında takılıp ölürse yine yine ve her kim ki çık dışarıya oynayalım nidasına ilk günkü kadar olmasa da ortalamadan üst seviyedeki bir heyecanla atlayıp zıplarsa,,,bu iddialı başlayan cümlenin sonunu getiremem tabi ki.. ama mümkünse hepiniz aynı anda oynamak fiilini kullanmayın, gözüm seğirmeye, içim gıcıklanmaya başlıyor…hem nasıl dayanırdık ki, sevgili bizler nasıl dayanırdık, kurmacasız...hem gün geçtikçe zevk de almıyor mu insan, yoksa neden sıcacık yatağımdan kalkıp... hayattan oldukça sıkılmış ve hayatına son vermediği için daha da sıkılmış olan insanın artık telaffuz etmekten kaçındığı oyun mefhumuna yaklaşmaya çabalaması… En büyük hazinemiz aklımızdır, diyerek uyumak uyumak ve uyumak üzere…
damla..
8 Aralık 2008 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder