17 Eylül 2008 Çarşamba

yeşil

Soruları soran oydu. Kapıları itip içerilere giren.

Defterinin sayfalarını bir bir çevirmekte.

Masasının başında. Ama kambur, sadece dokunuyor deftere, sayfaların orasına burasına iliştirilmiş kelimelere çiziklere dalıp giderken (kim bilir belki de yırtmak) defterin kokusu ürpertiyor aniden (titremek). Uyumadan önce camı açıyor-ormanın fırtınası odaya doluyor- rüya görmesi imkânsız.

Ormanı o yarattı, orman keşfetti, ormanı yürüdü, orman ağlamasında direndi.
Defterlere, duvarlara, pencerelere ve etrafındaki türlü nesnelere uzun müddetler boyunca gözlerini ayırmadan hatta kırpmadan bakıyordu, takılıp kalıyordu. Gerçeğe içkin algısı yahut yanılgısı bir can çekişmesinden ibaretti. Dengesi yoktu. Dinen fırtınayı yadırgamadı.

Kapıyı açıp tekrar içeri girdi.

Bir an için aklına ışıklar geldi. Önceleri, ışıkları kapar, canını sıkan şeylerle oyalanırdı. Ve ormanın türlü şifaları vardı....

Şimdi, otururken, üstü çıplak ve kambur, defterine bakarken kelimeleri görmüyor, sanki kelimeler ışıkların sönmesi ya da sönmemesi kadar farksız. Fırtına da kelimeler gibi. Ormansa hala başucunda. --Varlığını yadsıyor ve bunu yadırgamıyor. Unutmacaya başladı, çünkü kapıdan tekrar içeri girdi. Bugüne kadarların ve bugüne kadarlığının hiçbir sancısı yok. Her şey ve kelimeler sabitlendi. Algısı şunu seçiyor yalnız: hava kararır. Öyle de oldu.

Oyalanmaları bitti, beklemedi.
Evvelsi gün şaşırtıcı bir şey oldu. Birkaç kelime mırıldandı birden, sesi çıktı, odayı sanki bir şarkı kapladı. Gündüz, hava açmıştı. Ve unuttu. Mırıldandığı kelimeler dakikalarca havada asılı kaldı, sonra unuttu. Şaşırmadı. Kelimeleri yakalayamadı, belki de kalmadı. Bir ara sinirlenir gibi oldu, defterin sayfaları yenilebilir göründü, bu çok saçmaydı ve zaten, hemen, yine, unuttu. Pek de önemi yoktu. Anlamasına da gerek yoktu. Ara sıra ışıkları yakar söndürürdü ve daima unuturdu. Anımsayamadığı hiçbir şey yoktu ve anımsamadı.... Önceleri koparmak, koparmak-atmak istediği şeyler olurdu, fırtına başladı...

damla.

1 yorum:

mont bere dedi ki...

hadi komşuculuk oynıyalım sizi gidi pabucu yarımlar.gelin bizim bloğumuza da bakan sizi kafası küçükler.sizi gidi... neyse.


ps: yarım yamalak caz kafamla, yine olmadı trip.sitret.kazanmış olsak zaten tüm bunları konuşuyor olmazdık.
ps-2: ne yapıyoruz???