2 Şubat 2012 Perşembe

geldi geleli, gitti gideli, hybrid.

"Geçmiş oldu artık.tüm cümleler.Ve sende de bende de aynı sıkıntı.Yaşın gereği belki de.Anlattığın son üç masal, bu tepenin kenarında geçmiş olan her şey içinde, usançsız hatırladığım tek şey.Ve senin dilinde konuştuğum zamanki halin.

Seni son kez bulmaya indim dağdan. Rüzgar ve deniz arasındaki sakinlikte çömelip oturduk.Usanmadan geçirdiğimiz günlerden konuşmadık. Ismarladığımız son iki birayla hayran olduğum sen ve hayran olduğum suskunluğumuzla, vedalaşma..
Ve kulağına fısıldadım aynı melodiyi, das war so schön in diesem halben Jahr."

Kendimden alıntı yaptım, ta 2009’dan.

Bu sefer, yine (,İstanbul sınırlarında,) anlatılan son üç masalla uyuyorum. Bu odada kalıyorum. Eşyalarımı topluyorum. Rüyaları masalları gerçek ö. yü kışı karı yaratıkları eşikleri düşünüyorum gündüzleri.

d.

1 yorum:

Trevor Reznik dedi ki...

Ya niye ikibindokuza (çek yazarken sayılar arasına boşluk bırakmamalısınız. hatta teknik olarak hiçbir şeyin arasına boşluk bırakmamalısınız. sonra insanlar o boşlukları kendilerince yanlışlarla doldurabiliyor.) gidemiyoruz? Benim alev'e ve damla'ya abla diyebilecek halimi içeren seneleri tekrardan yaşamak hatta o zamanki yazıları gibisinden, zihnime sayfalarca imge tıkan yazılardan bulmak çok mu zor? Keşke burada olsanız. Keşke yaşadığınızdan emin olabilsem. Keşke bunu okuyacağınızı bilsem. Keşke insanlar paradoks yaratmak uğruna "keşke, keşke olmasaydı" diyerek keşke gibi bir kelimeyi ruhsuz espirilerine feda etmeseydiler. insanlar. insanlaar. Alev ve damla'yı tükettiniz mi?