26 Temmuz 2009 Pazar

servet -gittiği yerde-

Öylesine bir düşünsel ve hissel akımın galeyanına gelip kendimi Genç Werther'in yanında buldum bir anda. Burada ağaçların gölgesinden gökyüzünün görünmediği yollarda geçiriyorum saatlerimi. Hiç okumuyorum. Düşünecek çok şey var ama düşünmüyorum. Bol bol aklımdan geçiriyorum. Birkaç kez terkettiğim beş katlı apartmanı, eskiden Emel'in oturduğu dairede şimdilerde yaşamakta olan Nisan'ı aklımdan geçirirken bulunduğum konumun bir de derinliğinin olduğunu ürpererek hissettim. Nisan'a hiç yazmadım. Kendim için hiç endişelenmedim. Nisan için endişelenmiyor değilim.
Ama açıkçası pek de önemsemiyorum.
Burada başka kıyafetler giyiniyorum. Beş katlı apartmanın dördüncü katındaki dairemde salonumun ortasında bir lavabom bulunduğundan, günlerimi hep ensemde bir serinlikle geçirirdim. Burada da bir duvarında lavabo olan bir terasım var allahtan.Musluğun başına yeşil ekose desenli bir hortumdan bir karış kadar keserek iliştirdim. Su tazyikli akınca hortumun gevşemesi ile ortalık batmasın diye de demir bir yüzüğe benzeyen vidalı halkalardan taktım.
Aslında bahardı buraya ilk geldiğimde. Bu yerleşkenin her yerinden kıvrılarak şırıltısını duyuran dere çok coşkundu. Ben öfkeliydim. Kırıp döküyordum her şeyi hunharca. Hiç düşünmeden. Durmuyordum, hep haykırıyordum, her şeye bağarıp çağarıyordum, kocaman eylemlerim vardı, kocaman sonuçlara koşuyordum, üstadlardan alıntılar yapıyor ona buna laf yetiştiriyordum. Sonra yavaş yavaş yağmurlar seğrekleşti. Kendi sesimi duyabilir oldum. Yaptığım her hamle, bulunduğum her eylem vücudumu ve çevremi şiddetle sarsmaya başladı. Dere hala coşkundu ve kendimden sıyrılıp yürümeye çıktığım her saat onunla oyalandım. Yıkıntıları öteledim, yaşamayı erteledim. Şimdi yaz günleri sürüyor. Nisan'ın hiç tahammül edemediği. Benim keyif çanlarımı çınlattıran günler. Derenin suları çekildi. Genç Werther ve ben, Servet; bu sessizlikte ortaya çıkan durgun müziğe hayretle bakıyoruz. -sız kalmanın boyama kitabını kendimizle dalga geçerek çizittiriyoruz.
Buranın renklerini seviyorum. Werther yolcudur, gider yarın öbür gün. Dinlenecek dere ve su daha güçsüz. O yüzden ben; Servet. Her akşam yatmadan bir kemanın en ince tellerini endişeyle sınıyorum. Güzel sesler duyuyorum.

04.07.09
alev

Hiç yorum yok: