10 Mayıs 2009 Pazar

5 mayıs

öhö öhö..

bir zaman sonra insanlar çayı sevdiğinizi öğrenir
ve çaycılar şekersiz çay getirmeye alışır
hatırı sayılır bir kuzum söylemişti
yazı duygu durum bozukluklarının ifadesinden çıkıyormuş
serin bir geceydi
üşüyen yoktu üstelik
kıpır kıpır insanlar
biraz müzik biraz duman tadında insanlar
sarhoş edici nevinden içecekler kafamda at koşuştururken
benim canım çay istiyordu
birisi bağırdı
duydum onu
-cehennem burası!-
yok canım o kadar da değil
duygu durum bozukluğu sadece
12 hayvanlı takvime göre
maymun yılının
beşinçağ ayında
hiç de hoş olmayan bir gece yaşanıyor
gecenin hoş olmadığı farkedilince
etrafta çay satan bir tezgah görülemeyince
taksilere biniyoruz
biz kaçıyoruzzz
diyoruz
taksici dostumuz cinci çıkıyor
üç arkadaş onlar
biri hammal,biri taksici,biri esnaf
ama esnaf olan farklı boyutlara geçmiş artık
sadece bir çaya müsaadeleri var
öyle ki,yanına bir bisküvi bile yiyemiyorlar
yanımdaki adam tartışıyor taksiciyle
bilime inanıyoruz
biz hekimler diyor,sizden farklıyız
taksici saygı duyuyormuş onlara
ben de saygı duyuyorum onlara
ayakkabımı çıkarttığım için ayaklarım yara yara
hekim dostum kızıyor
sana ayakkabılarını giy demiştim! diyor
biliyorum sevmiyor benim sarhoş olmamı
aklıyla yaşayan kimse sevmez öyle insanları
hele bilime inananlar...allah muhafaza-
zehir ve zıkkımdan oluşan deyimin ikileme olmasını aklım hala almıyor
ayık kafayla bile anlam veremiyorum
maymun yılının beşinçağ ayında
içim dışıma çıkıyor
benim içim bambaşka bir iç oluyor
ben bambaşka oluyorum
ayaklarım yürüyor
parmağımdaki yara bandı,hala o günü hatırlatıyor
şşşş,büyük oyuna daha çok var
büyük deliliklere yanaşmamalı
zehir ve zıkkımı birbirinden ayırmalı.
sağlığımız için,
hekimlere inanmalı.

alev

Hiç yorum yok: