26 Şubat 2007 Pazartesi

seksek-çay-portakal prensi...ne?!

Bilirsiniz tabi…kim bilmez ki çay içerken nasıl da başka başka keyiflerin çizgileri dolaylarında seksek oynadığımı.seksekmiş,kız çocuklarını hayata hazırlayan oyunmuş..(öyle demiş bilirkişiler)peki benim neyim eksik?şüphesiz kız çocuğu küçüklüğümde az seksek oynamadım..hazır mıyım?demlik demlik çay içmeye hazırım bak(!)….aylarımı geçirdiğim sokağa her girişimde “ne güzel sokakmış burası,buraya hep gelelim”demek geliyor içimden,ve hep geliyorum dışımdan –önümüzdeki aylarca da- bilmezsiniz de bazen…ama üzülmeyin.duvarları portakal rengi evdeki,portakal prensi kadar bihaber olamassınız hiçbir şeyden!o da çay içerdi..acaba seksek de oynamış mıydı küçükken?küçüklüğünde bir erkek çocuğu olduğuna göre prensimiz,oynamamıştı elbet..peki nasıl bu kadar hazırdı?nasıl çantası hep tastamamdı?cevapları,-kodumun cevapları- nasıl hep hazırdı?!bünye meselesi,bünye meselesi,büny…...…bi çay canavarı,portakal aromalı bi makine"konuşma,düşünme,cevap verme,-en cevap vermesi gereken durumda cevap vermeme-kendini hiçbir zaman hiçbir koşulda ezdirmeme(!)makinesi"nden ibaretse portakal prensim,syd baret e bakarak yudumlarım çayımı…ne gerek fazlasına eksiğine....di mi ama kuzum?

Alev..
02.02.07

Hiç yorum yok: